Burcu, ibraname ne demek? 🥹

Yardım edin, işten çıkarılıyorum!

Burcu Kış
3 min readFeb 2, 2024

En olmak istemediğim ama gerek kurumsal hayatımda gerekse de danışmanlık verdiğim şirketlerde karşılaştığım ve “en zor görüşme” olarak adlandırdığım toplantılar…

Bir mail geliyor, cc deyim…

Çok sevdiğim, şirkete de katkısı olduğuna birçok yerde şahit olduğum bir çalışanın “sadece üst yönetimin sevdiği bir müdürle kavga etmesi üzerine” performans bahanesiyle işten çıkarılması talebi…

İK’dan Y Bey, talebi aldığını ve gerekli işlemleri başlattığını cevaben iletiyor.

Ancak bir sorun var…

Çalışan performans formlarında her sene en yüksek notları toplamakla beraber, 2 sene üst üste yılın çalışanı olarak da seçilmiş biri!

Nasıl olur diye çalışanın yöneticisine sorduğumuzda:

OLDURACAKSINIZ!

cevabını alıyoruz…

Y Bey çalışanın tüm haklarını hesaplıyor.

Bir anda: “Burcu Hanım, ben çalışan ile geçen izinleri hakkında konuşmuştum, 13 günlük izni var içeride ama bunu unutmuştu. Bence ibranameye hiç eklemeyelim. Zaten X Bey’le de kavga etmiş, yaptığı ne ayıp(!!!)” diyor?!!!

O an, zaten bir insanın haksızlığa uğruyor olmasını kaldıramazken bu “ayıp” üzerine şalterim atıyor ama olumlu veya olumsuz bir şey belirtmeden şöyle diyorum (zira bunu söyleyenin de bir ders alması şart):

“Y Bey, siz dokümanları hazırlayın, ben görüşmeye geçiyorum. Evraklarla gelip imzalarınızı alırsınız.”

Görüşme odasına giriyorum, çalışan masanın bir ucunda bana mutsuz gözlerle bakıyor 🥺 ve şöyle diyor:

Burcu Hanım, ibraname ne demek? Benden istediğiniz bir şey ise hemen imzalayayım? Sizi yormak istemem!

“Hayır” diyorum, istemediğiniz ve doğru olmayan hiçbir şeyi imzalamamalısınız! Okumalı, danışmalı ve onay aldıktan sonra imza atmalısınız.

Bir çırpıda tüm haklarını çalışana anlatıp yapması gerekenleri açıklıyorum. İzinlerini tekrar hesaplamasını, performansının gayet iyi olduğunu ve herhangi bir olumsuz performans formunda imzası olmadığını -hatta bu minvalde olumsuz geribildirim dahi almadığını, 2 defa yılın performans ödülünü aldığını- hatırlatıp avukatı ile sürece devam etmek istediğini söylemesini tembihliyorum.

Aslında bunu yaparak şirketin de “İTİBARINI” koruyorum, ancak anlayana…

Y Bey, meşhur 13 gün izin hakkı yenmiş ibraname ve o anda hiç haberim olmayan (sonradan yöneticinin eline tutuşturduğunu öğrendiğim çala kalem hazırlanmış negatif bir performans formu ile beraber) içeri girip evraklara imza istiyor.

💣 Çalışan hatırlattığım haklarına dair hiç bir kelam etmeden, bu evraklara avukatı ile bakmak istediğini ve yarına kadar zaman istediğini söylüyor.

💥 Y Bey şok içinde yüzüme bakıyor. Ben ise bunun çalışanın hakkı olduğunu başımla onaylayarak evrakları çalışana vermesini istiyorum.

Çalışan evraklarla işyerinden ayrılıyor.

Y Bey: Neden ikna etmedik, hem ne oldu bir anda aslan kesilmiş, hiç böyle bir çalışan değildi. Tabii ya kavga ettiğine şaşmamalı, demek haksızmış!” diyor.

Ben: “Çalışanın hakları vardır, bunlar kanunlarla belirlenmiştir. Eğer sizin için bu hakları savunan kişi kalmadığını hissederseniz siz de haklarınızı savunacak başka birini ararsınız. Olması gereken budur, bu nedenle biz de tüm süreci doğru bir biçimde yönetmeliyiz ve doğru hesaplamaları yapmalıyız ki ne işverenle çalışan arasında bir köprü olduğumuza dair kimsenin bir şüphesi olsun ne de iş ahlakımıza bir leke gelsin.” diye yanıtlıyorum.

Y Bey (neyse ki beni anlamış olacak ki) başını öne eğiyor… Çalışanın yöneticisinden yediğimiz zılgıtı herhalde burada anlatmama gerek yok, zira hazırladığı negatif performans formu da şu an çalışanın ellerinde… Ama hak denen bir şey var, dolayısıyla en azından benim içim rahat…

Sonucu merak ediyor musunuz?

Çalışan, avukat ve ilgili kişilerden görüş alarak “asla performans nedeniyle değil karşılıklı anlaşma” ile “tüm hakları adil bir şekilde ödenerek” işten ayrıldı.

Ben, o gün itibarı ile (o güne kadar ilk defa şahit olduğum çalışana karşı bu tavır nedeniyle) şirkete olan güvenim sarsıldığı için kendileri ile çalışmayı derhal bıraktım.

🍀 İlk öğretimizdir; “Hak yemeyeceksin!”

İllaki maddi bir şey olması gerekmez! Özellikle iş hayatında, yetkiniz gereği size dolaylı olarak emanet edilen, korumanız / gözetmeniz / saygı duymanız gereken herhangi bir şeyi bir kişinin kaybetmesine çanak tuttuğunuz / ortak olduğunuz her şey “hak”tır.

EZCÜMLE

Benim açımdan (İnsan Kaynakları uzmanlığı ile), iş hayatımızda İK olarak korumamız gereken sadece işyeri değil çalışanın da haklarıdır. Bu hem iş ahlakımız, hem de adil ve vicdanlı bir “insan” olmanın gereğidir. Bence bu vesile ile hem şirket hem de çalışan çok büyük kazanımlar edinir!

Ekleyeceğiniz, yorumlarınız olursa 🥰

İK konularında destek isterseniz, hizmetlerimiz için benimle iletişime geçebilirsiniz.

Hepimizin iyi insanlarla karşılaştığı bir kariyer yolculuğu dilerim. 🍀

Burcu.

--

--

Burcu Kış

🌍 Global Talent 🌟 Tech Nation ✔️📍UK 👑 | Tech-Talent Hunter | Career Advisor | ATS, Resume Professional | Linkedin:burcukis